Deli oğlanlar, topun peşinden koşmak için yer önemli mi? Tabi ki hayır... Çim sahanın çevresinde patlayan flaşlar milletin gözünü kamaştıradursun, Futsal da ekolünü çoktan yaratmış, herkesin harcı olmayan bir oyun tarzı ile oldukça etkili.

İlk olarak Uruguay'da basketbol sahalarının alanında keşfedilen Futsal'a olan ilgi, 1930'lu yıllardan bu yana arttıkça artıyor. Şimdiye kadar 9 adet Dünya Kupası Organizasyonunda öne çıkan takım yine Brezilya'dan başkası değil (Bir defa Uruguay'a, bir defa da İspanya'ya kaptırmışlar).

Türkiye'de ilk futsal milli takımının kuruluşu daha dün neredeyse, 2006'da.

Pele'lerin, Zico'ların da boy gösterdiği futsal sahalarının gördüğü en parlak futbolcu ise yine Brezilyalı Falcao. Futboldaki meşhur Falcao ile karıştırmayın, apayrılar ancak üst düzey hareketleri ve yeteneği ile izlerken coşturuyor.

Kurallar olarak futsal epey karışık. Taktikler falan işin içine girince futsal, futbolun bir dalı olan basit bir oyun olmaktan öteye gidiyor.

Kısacası keyfi, seyri bambaşka olan bir spor dalı. İlgilisi olmak marjinal olmayı gerektirmiyor...

Bir başka postta plaj futbolundan bahsetmeyi düşünüyorum. Görüşürüz. Öpt. Kib. Bye. Aeo.

3 yorum:

İzmir dedi ki...

güzel yazı tebrikler arkadaşlar

bilog dedi ki...

Yakında türkiye Futsal Ligi'ni göreceğiz. Yazını yeni farkettim haberini vereyim dedim :)

Muratonovic dedi ki...

Futsal'i futbolun salonda oynananı olarak düşünmemek lazım gerçekten.. Oynanma şekli ve taktik olarak çok farklı.. İlk göze çarpan fark ayağın altıyla topu istop etme ve yine ayağın altıyla pas verme..
Bir de küçük tavsiye, futsal oynamış birileriyle halı sahada maç yapmayım felan demeyin, adamı deli ediolar.. İbrahim Üzülmez'in Yattara karşısında hissettiklerini çok iyi anlıyorsunuz..